Bu yazı dini inancın ‘yüksek yapılı’ sistemlerin bir yan ürünü ya da önceden varolan uyarlamalar olarak toplumsal dünyada nasıl ortaya çıktıklarını tartışmaktadır. Yazı, insan zihninin genel alışkanlıkları yüzünden dinin evrensellerinin varolduğunu iddia eden kanıtın sunulmasıyla başlar: Her şeyin ‘etkenleri ve tasarımcıları” olduğu düşüncesi ile bedenler ve ruhların ayrı olduğu şeklindeki düalizm konusunda bir ortak duyuya sahip olma düşüncesi. Yazı ayrıca bu düşünme alışkanlıklarının birbirine karştırılmalarını da açıklamaktadır.<
This chapter discusses how religious belief emerges as a by product of ‘highly structured’ systems, or preexisting adaptations in the social world. It starts by presenting evidence that argues that the universals of religion exist because of the general habits of the human mind: The thought of having ‘agents and designers’ of everything, and having a common sense on dualism that bodies and souls are distinct. It further explains the implications of these habits of thinking. <