Jacques Rancière’de Estetik Devrimin İmkanı

Author:

Year-Number: 2021-11:1
Yayımlanma Tarihi: null
Language : null
Konu : Estetik-Politika
Number of pages: 347-367
Mendeley EndNote Alıntı Yap

Abstract

Jacques Rancièr’de, politika ve sanat arasında farklı bir ilişki kurulur. O, politikanın nihilist çağına girdiğine inanmadığı gibi aynı şekilde sanatın da sonunun geldiğine inanmaz. Rancière’e göre, politikanın ve sanatın içindeki çelişkiler, onların bir sonunun geldiği anlamından ziyade, bizzat onların doğasından kaynaklıdır. Aynı zamanda bu çelişkilerin eşitliği mümkün kıldığına inanır. Bu yüzden, estetik devrimi mümkün kılan eşitlik ön varsayımı ile hareket etmenin beraberinde getirdiği uyuşmazlık sahneleridir. Sanat, politika gibi, bu uyuşmazlık sahneleri için bir alan teşkil eder. Bu uyuşmazlık sahneleri aracılığıyla daha önce temas edilmeyen, görülmeyen, duyulmayan veya hesaba katılmayan sahnede görünür. Bu görünüş, zamanın ve mekanın eşitlik temelinde yeniden şekillendirilmesi anlamındadır. Bu bağlamda, estetik, devrimsel bir etkiye sahiptir. Yalnız bu etki daha önceden kestirilebilir, hedeflenebilir ve evrensel bir özelliğe sahip olmaktan uzaktır. Estetik devrim, sanat formları aracılığıyla, küçük grupları ve bireyleri içine alarak daha küçük ölçekli ve geçici olarak gerçekleştirilir. Böylelikle Rancière tarafından estetik devrim olumlanırken bunun içeriği farklı bir şekilde doldurulur.

Keywords

Abstract

Jacques Rancière establishes a different relationship between politics and art. He does not believe that politics has entered the nihilistic era and art has come to an end. According to Rancière, contradictions in politics and art result from their nature rather than indicating their end. Besides, he believes that these contradictions make equality possible. For this reason, it is the scenes of conflict caused by acting with the equality presumption, which makes the aesthetic revolution possible. Art, like politics, constitutes an area for these scenes of conflict. Via these scenes of conflict, what was not contacted, seen, heard or considered before appears on the scene. This appearance means that time and space are reshaped on an equal basis. In this context, it has an aesthetic revolutionary effect. However, this effect is far from being predictable, targetable and universal. The aesthetic revolution is accomplished on a smaller scale and temporarily, through art forms, including small groups and individuals. Hence, while the aesthetic revolution is affirmed by Rancière, its content is filled differently.

Keywords