İnsanın iradesini kullanarak kendi canına kastetmesi olarak tanımlanan intihar, sosyolojik bir vakıa olmanın ötesinde, felsefi alanda insanın varoluşsal anlam arayışının bir karşılığı olarak derin tartışmaların konusu olmuştur. Bu çerçevede, intihar, antik dönemlerden günümüze felsefi alanda tartışılagelmiş: bu olguya yönelik farklı yaklaşımlar sergilenmiştir. Grek felsefesi, intihara genel olarak karşı çıkarken, Roma felsefesinde özellikle Stoacılıkta intihara yönelik felsefi düzeyde olumlu yaklaşımlar sergilenmiştir. Ömrünün son zamanlarını Roma’da geçiren Neoplatonizmin kurucu filozofu Plotinos da konuya ilgi duymuş, küçük boyutta da olsa intihara dair bir risale kaleme almıştır. Bu makalede, önce, Grek ve Roma felsefelerinde intihara yönelik genel yaklaşımlar ele alınacak, sonrasında Plotinos’un intihara yönelik değerlendirmelerine yer verilecektir.
Suicide, which is defined as the attempt of the human being against his life using his will, has been a subject of deep discussions of the philosophical field as an equivalent of the search for the meaning in the existential sense beyond just a sociological fact. In this sense, suicide has been debated in the philosophical field from antiquity to nowadays and different approaches to this phenomenon have been made. While Greek philosophy opposes suicide in a holistic sense, in the Roman philosophy, positive approaches have been taken towards suicide, particularly in Stoicism. Plotinus, the founding philosopher of Neoplatonism who spent the last days of his life in Rome, was not unfamiliar to the subject, and he wrote a treatise on suicide albeit small. In this article, it will be dealt with general approaches to the suicide in the Greek and Roman philosophies, followed evaluations by Plotinus regarding the suicide.