Deleuze, idealist felsefenin arzuyu eksiklik ve elde etme ile kavramsallaştırılmasını eleştirir ve idealist arzu kavramında üretimin fantezi üretimine indirgendiğini belirtir. Arzunun saf üretim ile anlaşılabileceği yönünde bir alternatif arzu kavramı önerir. Bu eleştiri, idealist bir düşünür olan Hegel’in arzu kavramının yeniden değerlendirilmesine olanak tanır. Bu makale, Hegel’in Tinin Fenomenolojisi’nde geçen arzu kavramını, yıkıcılık, üretim ve tatmin kavramları ekseninde incelemeyi amaçlamaktadır. Bu makalede Deleuze’ün geliştirmiş olduğu eksiklik kavramını dışlayan üretim olarak arzu anlayışının, Hegel’in arzu kavramında içerildiği ancak Deleuze’de görüldüğü biçimiyle arzunun temel özelliği olarak ele alınamayacağı iddia edilecektir. Hegel’in analizinden çıkarılabilecek sonuç olarak, arzunun eksiklik ve eksiklik sonucu ortaya çıkan yıkıcılığı, arzudaki üretim etkinliği için zorunlu olduğu ve Deleuze’ün idealist felsefeye atfettiği eksiklik ve elde etme arasında tanımlanan arzu eleştirisinin, Hegel’in arzu analizi açısından yeterince ikna edici olmadığı savunulacaktır.
Deleuze critiques the conceptualization of desire through lack and acquisition within idealist philosophy and claims that the idealist notion of desire reduces production to the production of fantasy. He proposes an alternative concept of desire, which can be understood through pure production. This critique allows for a re-evaluation of Hegel’s concept of desire as an idealist philosopher. This paper examines Hegel’s concept of desire in Phenomenology of Spirit, by focusing on the concepts of destructiveness, production, and satisfaction. The paper argues that Deleuze’s understanding of desire as production is indeed present within Hegel’s concept of desire, but production cannot be regarded as the fundamental characteristic of desire as seen in Deleuze’s framework. The article concludes that, based on Hegel’s analysis, lack and destructiveness are necessary conditions for the productive activity in desire, and that Deleuze’s critique of idealist desire underlying the relationship between lack and acquisition is not sufficiently convincing, regarding Hegel’s analysis of desire.