Author :
Abstract
Kierkegaard, felsefi görüşlerini aktarma biçimiyle de alışılmışın dışına çıkmış, dolaylı iletişim modelini benimsemiştir. Bu model, doğrudan öğretiden ziyade okuyucuyu kendi varoluşsal sorgulamalarına ve öz-bilincine ulaşması için tetiklemeyi amaçlamaktadır. Onun yapıtlarında veya konuşmalarındaki gizemin tespit edilmesi muhatabı kışkırtmakta ve onu varoluşsal ilgiyi uyandırmaya ve varoluşsal gelişimi başlatmaya ikna etmektedir. Böylece aslında dolaylı iletişim insanların hayatını değiştirmekte; bireye birey olma bilincini aşılamaktadır. Dolaylı iletişim Sokratik konuşma tarzının bir başka yönüdür. Bu tarzda yazar/konuşmacı, sadece ipuçları vermekte ve okuyucu/dinleyicinin mesajı kendi çabasıyla anlamasını ve yorumlamasını beklemektedir. Böylece alıcı, edilgen bir konumdan ziyade aktif bir rol üstlenmekte ve mesajla daha derin bir bağ kurmaktadır. Bu yönüyle bu yaklaşım, “çifte yansıma”lıdır. Çifte yansımalı tarzda olması ile de, iletişimi genişletmekte ve konuşmayı sürdürmektedir. Nihayetinde bu çalışmanın temel amacı hem felsefi tarzda hem de iletişimsel boyutta önemli bir yaklaşım olma rolüne üstlenen Kierkegaard'ın dolaylı iletişim yönteminin yapısını, anlamını ve kökenini belirlemektir.
Keywords
Abstract
Kierkegaard adopted model of indirect communication to convey his philosophical views. This model aims to trigger the reader to reach their own existential inquiries and self-awareness rather than providing direct instruction. Detecting the mystery in his thought provokes the interlocutor and persuades him to awaken existential interest and initiate existential development. Thus, indirect communication changes people's lives, instilling in the individual a consciousness of being an individual. Indirect communication is aspect of the Socratic style of dialogue. In this style, the writer/speaker only provides hints, expecting the reader/listener to understand and interpret the message through their own efforts. Thus, the recipient takes on an active rather than passive role, establishing a deeper connection with the message. This approach is characterized by "double reflection." By being doubly reflective, it broadens communication and sustains the dialogue. The aim of study is to identify the etymology of Kierkegaard's method of indirect communication.
