Bu çalışmanın amacı, söz verme örneği üzerinden olgudan değerin nasıl türetildiğini göstererek bu türetmenin etik ile ilişkisini ortaya koymaktır. Bu amaç, temelde John Searle ve Paul Ricoeur’ün olgu-değer sorununa getirdiği yanıtlar üzerinden gerçekleştirilecektir. Olgudan değerin türetilip türetilemeyeceği problemini dil felsefesinin sınırları içinde kalarak çözmeye çalışan Searle ile bu türetme sağlandığı taktirde problemin bir ahlak felsefesi problemi olduğunu düşünen Ricoeur’ün görüşleri ortaya konarak dil felsefesi ve etik arasında bir köprü kurulmaya çalışılacaktır. Bu köprü kurma çabası felsefenin iki temel disiplini arasındaki sınır ve ayrımları bir anlamda ihlal etme niyeti taşımaktadır.
The aim of this paper is to show how value is derived from the fact through the example of promise and to reveal the relationship of this derivation with ethics. This aim will be achieved mainly through the answers of John Searle and Paul Ricoeur to the fact-value problem. Searle tries to solve the problem of whether value can be derived from facts, within the boundaries of the philosophy of language. Ricoeur, on the other hand, thinks that if this derivation is achieved, the problem is an ethics problem. In this paper, I will try to build a bridge between philosophy of language and ethics by presenting the views of Searle and Ricoeur. This effort to establish a connection has the intention of, in a sense, violating the boundaries and distinctions between the two fundamental disciplines of philosophy.