Simulasyon kavramı sadece spor felsefesi için değil genel olarak felsefe için anlaşılması zor bir kavramdır. Bu makalede, bildiğimiz gibi gerçeklik ve simülasyon arasındaki sınırları sorgulayan Jean Baudrillard’ın simülasyon kuramı üzerine düşünceleri, e-oyunlar ve e-sporlar içerisindeki gerçeklik ve simülasyon kavramları üzerine çalışan çağdaş spor felsefecilerinin düşünceleri ile birlikte incelenmeye çalışılacaktır. Bu analiz için bu makale dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm spor felsefecilerinin genel düşüncelerini ve tartıştıkları konuları incelemektedir. İkinci bölüm oyuncuların bakış açılarını incelemektedir ve bu bakış açılarını bir argüman haline getirmeye çalışmaktadır. Üçüncü bölüm Baudrillard’ın düşünceleri üzerine kuruludur. Son bölüm ise, genel argümandan elde edilen sonuçlar ve ileride arttırılmış gerçeklik kavramının oyunları nasıl etkileyeceği çıkarımlarını içermektedir.
Simulation is a difficult concept to tackle not only for sports philosophy but also for philosophy in general. In this article, the ideas about the discourse of simulation by Jean Baudrillard who questioned the boundaries between reality and simulation as we know it, are analyzed comparatively with the texts of contemporary sports philosophers, the roots in this regard, the ideas within reality and hyper-reality in simulations via eGames and eSports are examined. For this analysis, this paper is made up of four main parts. The first section examines mainstream views held and themes discussed by sports philosophers. The second one brings to bear the issue the point of view of gamers, tries to put a viewpoint of gamers into an argument. The third section as alluded to focuses on Baudrillard’s ideas. The final section is based on conclusions driven by the main argument and how Augmented Reality will affect the future of games.