Tahkiyeli anlatım, sadece herhangi bir duygu, düşünce, olay veya durumu canlı ve eğlenceli bir şekilde aktarmak için değil, aynı zamanda felsefi derinliği, çok katmanlı anlam yapısıyla okunup anlaşılmaları zor olan soyut konuları somutlaştırmak için de başvurulan bir anlatım yöntemidir. Bu sebeple din, psikoloji, sosyoloji, tarih, felsefe, edebiyat gibi birçok bilim dalında kullanılan tahkiyeli anlatım felsefe ile edebiyatın buluştuğu türlerden biri olan felsefi hikâyelerde de kendine yer bulur. Özellikle felsefenin soyut diliyle anlatılamayan metafizik ve mistik konuların hikâye formatında sembol, alegori ve tahkiyenin sağladığı imkânlarla somut gerçekliğe dönüştüğü söylenebilir. Felsefi düşüncesini hikâye formatında kaleme alan yazarlarımızdan biri de Hüseyin Sadettin Arel’dir. Denizaltında Felsefe adlı hikâyesinde Arel, varoluşu, evreni, hakikati anlamada duyu organlarımızın yeterli olup olmadığı meselesini ele alır. Bu çalışmada Hüseyin Saadeddin Arel’in Denizaltında Felsefe adlı hikâyesini felsefe katına çıkaran unsurlar tespit edilmeye çalışıldı. Yazarın hikâyenin merkezine yerleştirdiği felsefi tartışmayı ifade ederken tahkiyeli anlatımın sağladığı imkânlardan nasıl yararlandığı gösterildi. İnceleme yapılırken felsefenin soyut diliyle anlatılamayan metafizik ve mistik konuların hikâye formatında sembol, alegori ve tahkiyenin sağladığı imkânlarla anlatmanın Doğu medeniyetinde bir gelenek olduğu ve Hüseyin Saadeddin Arel’in de yazdığı hikâye ile bu geleneği sürdürdüğü sonucuna ulaşıldı.
An expressive narrative is a method of expression that is used not only to convey and emotions, thoughts, events, or situations in a lively and fun way, but also to embody abstract topics that are difficult to read end understand with their philosophical depth, multilayered learning structure. For this reason, discerning narrative used in many disciplines such as religion, psychology, sociology, history, philosophy and literature also finds play in philosophical stories, one of the genres where philosophy meets literature. One of our writers who wrote his philosophical thoughts in a story format is Hüseyin Sadeddin Arel. In his story which name is Denizaltında Felsefe, Arel interested in the subject such as existence, universe and truth. In this study, it was tried to identify the elements that brought the story of Hüseyin Sadeddin Arel to Denizlatında Felsefe. While expressing the philosophical discussion that the author placed at the center of the story, he was shown how he benefited from the opportunities provided by the narrative. While making the analysis, it was concluded that the metaphysical and mystical issues which cannot be explained in the abstract language of philosophy are a tradition in the Eastern civilization and that this tradition continues with the story written by Hüseyin Sadeddin Arel.