Ruhsal hastalıklar ve bunları tedavisi meselesinin kaynağını Antik Yunan filozoflarından Platon, Aristoteles ve İslam filozoflarından Ebu Bekir er-Razi, İbnü’l Cezvî, olmak üzere birçok filozof bu mesele ile ilgilenmiştir. İslam felsefecileri, ruhsal tıp meselesi nefsten hareketle ahlak felsefesinin merkezine yerleştirerek psikolojik bir zeminde temellendirmeye çalışmışlardır. Celâleddin ed-Devvânî, felsefeyi nazari ve ameli olarak ikiye ayırarak ahlak felsefesi daha çok ameli felsefe bağlamında ele alarak onun yetkinliğinden ahlaki eylemlerin itidalinden bağlamıştır. Bu yetkinliğin oluşması ise faziletleri koruma ve ahlaki hastalıkları ortadan kaldırma şeklinde tanımlanabilir. Alışkanlıklar sonucu nefste yerleşen bu hastalığın tedavisi için nefsin ifrat ve tefritten uzak tidal üzere olması gerektiğini açıklar. Devvânî, şaşkınlık, cehalet, öfke, korkaklık, şehvet, hüzün, hased gibi hastalıkları ruhsal tıp açısından ele alarak tedavi yollarını önermiştir.
Plato, Aristotle and the Islamic philosophers Abu Bakr al-Razi, Ibn Al-Jawzi, are among the philosophers who were concerned with the mental illnesses and their treatment. Islamic philosophers attempted to approach to the issue of spiritual medicine from a psychological perspective, by centering the issue within the moral philosophy. Jalal al-Din al-Dawani, by classifying philosophy into its theoretical and practical aspects, dealt with the moral mostly in the context of practical philosophy. Morality can be defined as protecting virtues and eliminating moral diseases, which explains that for the treatment of this disease, which dwells in soul as a result of habits, the soul should be for sobriety, and away from any extremity. Dawani treats astonishment, ignorance, anger, cowardice, lust, sadness, as spiritual illnesses and proposes his ways of treatment.