Makale Polonya ve Ukrayna'daki sömürgecilik sorunlarıyla ilgileniyor. Kolonizasyon mirasının ortadan kaldırılması sürecinde ulusal toplulukların gelişiminin ahlaki düzenleyici ve işlevsel temelleri arasındaki ilişki irdelenir. Yazarlar, iki devletteki sosyal değişimin en aktif güçleri olan Dayanışma ve Maidan toplulukları tarafından şekillendirilen sömürgeciliğin iki versiyonu arasındaki zıtlığı analiz etmeye çalışıyorlar. Bu sosyal gruplar, geleceğin belirli entelektüel ve sosyal vizyonlarının taşıyıcıları olarak hareket eder ve belirli tarihsel ve değer belirleyicilerini temsil eder. Makale, Orta Avrupa ve Rus sosyo-kültürel etkileri ile ilgili, kayırmacılığın ve boyun eğdirmenin boyutlarıyla çelişen özgürlük değerlerinin oluşumuna ilişkin teorik yaklaşımları genellemektedir. Araştırma, Ukrayna toplumunun çoğunlukla Orta Avrupa topluluklarının mirasını ihmal ettiğini doğrulamaktadır: toplumsal sosyal deneyim, dayanışma ve sosyal pragmatizm. Kurumsal ve yaşam dünyası (Lebenswelt) düzeylerinde, 2014 Onurun Devrimi olayları sırasında son derece alakalı olan ve Yanukoviç sömürge rejiminin devrilmesine yol açan değerler ve ilkeler şu anda göz ardı edilmektedir. Aksine, Polonya Dayanışması, güçlü entelektüel yansıması ve tarihsel geçmişi yeniden düşünmesi yoluyla topluma değerli bir değişim vizyonu sunmayı ve pratik gerçekleştirilmesini desteklemeyi başaran başarılı bir sömürgecilik karşıtı topluluk olarak düşünülebilir.
The article deals with the problems of decolonization in Poland and Ukraine. The relationship between the moral-regulatory and functional foundations of the development of national communities in the process of eliminating colonization heritage is scrutinized. The authors endeavor to analyze the contrast between the two versions of decolonization embodied by the most active forces of social change in the two states: Solidarity and Maidan communities. These social groups act as bearers of certain intellectual and social visions of the future, representing certain historical and value markers. The article generalizes theoretical approaches related to Central European and Russian socio-cultural influences relating to the formation of the values of freedom that conflict with the dimensions of clientelism and subjugation. The research confirms that Ukrainian society mostly neglects the heritage of Central European communities: communitarian social experience, solidarity, and social pragmatism. At the institutional and life-world (Lebenswelt) levels the values and principles that were extremely relevant during the events of the 2014 Revolution of Dignity and led to the overthrow of the Yanukovich colonial regime are currently ignored. On the contrary, Polish Solidarity can be considered a successful anti-colonial community which through its powerful intellectual reflection and rethinking of the historical past has been able to offer society a valuable vision of change and to uphold its practical realization.