Aristoteles’in Kategoriler adındaki ünlü eserinde, yalnızca mantık açısından değil aynı zamanda metafizik açısından da son derece önemli ve kritik bir bölüm (1a20-1b25) mevcuttur. Var-olanların, dörtlü bir tasnife tabi tutulduğu bu bölüm içinde, cevher ve arazların mahiyetine ve küllî ile cüzînin ne olduğuna dair temel bir bakış açısı sunulmaktadır. Aristoteles’in, ‘bir konuda’ olmak ve ‘bir konu hakkında’ söylenmek üzerinden yaptığı bu tasnifin en kritik noktası, hangi tür yüklemlerin, kendi mahiyet ve anlamını yüklendiği konusuna zorunlu olarak aktardığının tespitidir. Bu hususta, Aristoteles’in metninin kısalığı ve verdiği örneklerin mahdut oluşu nedeniyle, antik çağdan itibaren farklı yorumlar zuhur etmiştir. İbn Rüşd, özelikle ‘tanım teorisi’ bakımından oldukça önemli olan, arazların, yüklendikleri cevherler hakkında verdikleri bilginin mahiyeti meselesinde ortaya çıkan farklı yorumları kritik etmektedir. Özellikle Fârâbî’nin bu mesele hakkındaki çözümünün, antik şarihlerin genel yorumundan –haklı olarak- ayrıldığını tespit eden İbn Rüşd, daha sonra İbn Sînâ’nın yorumunu da göz önüne alarak, Fârâbî’nin çözümünü de eleştirmekte ve kendince en sağlıklı çözüme ulaşmaktadır.
In Aristotle's famous work titled Categories, there is an important and critical chapter (1a20-1b25), not only in terms of logic but also in metaphysics. This section, in which the existing ones classified into a quaternary classification, a basic perspective on the nature of ore and symptoms and what is total and less is presented. The most critical point of this classification which Aristotle made on ‘being on a subject’ and being told ‘about a subject’, is the determination of which kinds of predicates are obliged to convey to his subject matter and meaning. In this regard, because of the shortness of Aristotle's text and the limited examples are given, different interpretations have emerged since ancient times. Ibn Rushd criticizes the different interpretations of the nature of the information they give about the ores they are loaded, which are very important especially in terms of ‘definition theory’. Ibn Rushd, who found that the solution of Fârâbî on this matter, rightly left the general interpretation of the ancient Sharia, especially criticized the solution of Fârâbî by considering the interpretation of Ibn Sina and reached the most healthy solution in his way.