Methodology, which is one of the most important areas subjected by philosophy of the social sciences, determines the epistemological and ontological position of scientific practice. From this point of, it could be said that positivist and interpretivist methodology have an important role on the studies regarding philosophy of the social sciences. At this point, the current study proposes to critically analyze positivist epistemology in the social scientific practice while shedding light on the inevitable character of interpretivist methodology for this area. More specifically, study will illustrate the values and normative tradition in specific to research subjects and actors of social sciences. In doing so, study will assert that naturalistic approach, which focuses on cause and effect relations when examining social phenomena, will be shown as an inappropriate tradition in the social sciences in comparison to interpretivist methodology. On the other hand, understanding of “social science for the sake of society” instead of the idea of “social science for the sake of social science” will be examined. In relation to this understanding, possibility and necessity of ontological ties among the social sciences and politics will be questioned at the end of the study by considering the concept of ethics.<
Sosyal bilimler felsefesinin yoğunlukla üzerinde durduğu alanlardan birisi olan metodoloji, bilimsel pratiğin ontolojik ve epistemolojik pozisyonunu ortaya koyar. Bu açıdan, positivist ve yorumcu metodolojinin sosyal bilimler felsefesine dair çalışmalarda anahtar rolü oynadığı söylenebilir. Bu çalışma, sosyal bilimsel pratikteki positivist epistemoloji ve metodolojiyi eleştirel olarak analiz etme ve yorumcu geleneğin sosyal bilimler için kaçınılmaz olduğunu gösterme çabasındadır. Diğer bir ifade ile çalışma, bilimde değer yargılarını ve normatif geleneği sosyal bilimci ve onun araştırma konusu olan toplum/birey özelinde gündeme getirecektir. Böylelikle, toplumsalın incelenmesinde salt fenomenler arası neden-sonuç ilişkisine odaklanan naturalist yaklaşımın sosyal bilim algısına ters düştüğü de çalışmanın iddialarından birisi olacaktır. Bu noktada, “sosyal bilim için sosyal bilim” gibi bir anlayıştan ziyade “toplum için sosyal bilim” gibi bir anlayış da gündeme gelecektir. Bu anlayışla bağlaantılı olarak, sosyal bilimin politika ile kuracağı temasın ontolojik olarak mümkün ve gerekli olduğuna dair tartışma da -etik olgusu göz önünde bulundurularak- çalışmanın sonuç bölümünde irdelenecektir.<