İbn Sînâ bütün bir felsefî sistemini varlık ve mahiyet ayrımından yola çıkarak inşa etmektedir. Şeylerin bir varlığı bir de mahiyeti vardır. Şeylerin varlıkları en genel hatlarıyla dış dünyada ve zihinde olmak üzere asıl itibariyle iki türlüdür. Zihinde tasavvurlar haline gelen şeyler zorunlu olarak dil ve ifade kalıplarına ihtiyaç duydukları için, bir de dilde ve yazıda varlık kazanırlar. Dolayısıyla var olan şeyler bütün hatlarıyla dış dünyada, zihinde, dilde ve yazıda olmak üzere dört türlü var olma tarzına sahiptir. İbn Sînâ mahiyeti de temelde iki kısma ayırmaktadır. Birincisi dış dünyada mahiyet diğeri ise zihinde mahiyettir. Dış dünyada bulunan mahiyet dış dünyada bulunan varlıklardaki ortak tabiata (et-tabîatu’l-müştereke) karşılık gelirken zihindeki mahiyet ise zihindeki belli bir tasavvura karşılık gelmektedir. <
Avicenna constructs its whole philosophical system with reference to the distinction between entity and essence. Things have both an entity and an essence. The existence of things is vir-tually two types in most general terms those are in the external world and in the mind. Things which become notion in the mind, since they necessarily need the phrases of language and statement, come into being in language and literature. Accordingly, existent things have four kind of existence manner, that entirely in the external world, in the mind, in language and in literature. Avicenna separates the essence as two parts. One is the essence in the external world, and other is the essence in the mind. Whereas the essence in the external world corresponds to the mutual nature belonging to beings in the external world, the essence in the mind corresponds to any certain concept in the mind.<